5 Mayıs 2013 Pazar


Sizlerle ilk buluştuğumuzda keyif köşelerimden KAHVE KEYFİ ile başlangıç yapmıştım. Günün kahvaltı keyfinden sonraki keyif dakikalarımda kahve vardır her zaman. Hiç vazgeçemem, hatta günü de onunla bitiririm.
Sanki bir ritüeldir benim için, mutlaka şık bir porselen fincanda olacak , tepsi de şirin olacak, bazen de yanında minik bir çiçek ile çikolata olacak. Ayy kimileri için detay, '' içme dahi iyi '' bile diyenler olabilir. Ama keyif işte, süs püs de olacak mutlaka benim gibiler için...

'' Burnu Fındık 
Ağzı Gayfe Fincanı
Şeker Mi Şerbet Mi
Bal Acem Kızı ''


Böyle olunca da kahve kültürü, fincanın tarihçesi ilgimi çeker ve araştırırım. Hatta tekli fincan koleksiyonum bile oluştu zamanla. Her yerden fincan toplar, gittiğim yerlerden hatıra olarak fincan alırım. Araştırma sonuçlarına göre öğrendiklerimi sizlerle paylaşmak istedim, kahve içerken hatırlar, hatta fincanların da dili olduğunu fark edersiniz.


                         


KAHVENİN TARİHSEL YOLCULUĞU:


Kahvenin Türkiye'de ilk kabul görmesi Osmanlı Dönemi Medrese öğrencileri ile ilgilidir. Öğrencilerin uyanık kalmasını sağlamak amacıyla içilirdi. Sufi Dervişlerinin çok beğenmesi üzerine kahve gittikçe kabul görmeye başladı. Arabistan'a kahveyi Türkler götürür, 2. Viyana kuşatması ile Avrupa'ya yayılır. Kanuni Sultan Süleyman'dan sonra tüm Dünya'da Türk Kahvesi olarak bilinir ve tek Müslüman içkisi olarak da kabul edilir.



SARAYDA KAHVE KÜLTÜRÜ:


Sarayda kahveden önce misafirlere gül kokulu lokum ikram edilirmiş. Amaç ; Padişahı görecek olmaları sebebiyle aşırı heyecandan kan şekeri yükselmiş misafirleri sakinleştirmek...

İçeriye giren kişi mevkisine göre yerini aldıktan sonra, kahve seremonisi başlarmış...Kahveci cariyesi tarafından ikram edilen kahve sırma işlemeli kadife veya atlas kahve örtülerde  sunulur ve davetli sayısı ne kadar fazla olursa olsun ikişerli olarak, misafirlerin sala gözlerine bakmadan ikram ederlermiş...

FİNCAN RENKLERİNİN ANLAMLARI:

Osmanlı Döneminde fincan renkleri her bir dönemi temsil edermiş.

_ 16. Yüzyıl Doğuş Döneminde pembe ve mavi fincanlar          kullanılırmış. ( Tıpkı yeni doğan bebeklerde yeniliği, doğuşu temsil etmesi gibi !)

                                                    

                                                     

_ 17. Yüzyıl Yükseliş Döneminde mercan kırmızısı görülüyor.

                                                      

_ Kanuni Döneminde lacivert fincanlar da sarayda kullanılmaya başlıyor.

                                                     

_ Saltanatın zirvede olduğu dönem ise yeşil renk ağır basıyor.

                                                     

_ Ayrılığı simgeleyen sarı renk ise Osmanlı'da veda döneminde görülüyor.



İlk kahve fincanlarının üstü dar, aşağıya doğru genişmiş. ( Böylece köpük dağılmazmış !) Daha sonra Fransız kültürünün etkisiyle silindir, üstü geniş farklı fincan şekilleri kullanılmış...


 




Kaynak: Google



Bol Köpüklü Keyif Dolu Günleriniz Olsun...

Etiketler: , , ,

2 yorum:

  1. Sevgili Petek, merhaba. Ah, tam da bana göre bir şeyi anlatmışsın, bizim kahvemizin yerini hiç bir şey tutamaz.O kadar çok severim ki.
    Gerçi talihsiz bir dönem olarak şu sıralar bayıldığım kahvemi günde bir fincan bile içemiyorum.Ama nasılsa iyileşeceğim.
    Değerli ziyaretin ve içten yorumun için çok teşekkür ederim.
    Sevgilerimle.

    YanıtlaSil
  2. Öncelikle en kısa zamanda o sevdiğiniz kahvenizi keyifle içmeniz sevgili Aheste Beste...Kahve dostlarınız da hiç eksik olmasın hayatınızdan...Teşekkürler yorumunuz için.İyileşir iyileşmez bir fincan kahve de ben ikram edeceğim size !

    YanıtlaSil