2 Eylül 2013 Pazartesi

Ağustos ayı bittiğine göre benim için de yeni dönem başlıyor demektir. Benim yeni yılım, hatta yılbaşım ocak ayında değil eylüldedir. Neden?, Çünkü; üniversiteye yeni başlayan öğrencilerim sayesinde ben de yenilenirim tekrardan.'' Yine yeni yeniden'' derim onlarla. Yine nefes almaya başlarım, yorgunluğum bitmiş, şarj etmişimdir...

Adeta tekrardan yaşarım üniversite günlerimi ! Bunca yıldır sınıfa ilk girdiğim anlarda hala okula yeni başlayan öğrenciler gibi heyecan duyarım, hele kürsüye çıktığım zaman onca göz bana bakar ya, beni bekler ya ''Acaba kimim ben ? '' diye. Sus pus olurlar ya ben konuşurken. Tabi haklıdırlar, çünkü; ilk gördükleri üniversite hocası ben olurum...Yıllardır beklemişlerdir üniversiteli olmak için, beni de topuzunu yapmış, döpiyesli, gözlüklü bir akademisyen olarak görmeyi umarlar !
    
Düşünün ilk anlarda karşılıklı yaşadığımız etkileşimi ve enerjiyi...Çoğu uzak şehirlerden ve zor şartlardan gelmiştir. Kimi geldiğine pişmandır, aklı başka bir şehirde, başka bir üniversitede kalmıştır. Kimi ise hala yanlış seçim yaptığını düşünür. Bir grup öğrenci de akademik kadroyu merak eder! Bilirim ki dersimde başarılı olmaları belki de benimle kuracakları iletişime bağlıdır! Anlarım heyecanlarını, ya da anlamam gerektiğine inanırım...

Ayrıca kolay değildir üniversite öğrencisi olmak çünkü; Türk eğitim sisteminde ilkokuldan beri sadece üniversite sınavında başarılı olmaya şartlanmışlardır...
                                           

Ve şimdi o gün bugündür ve benimle tanışma anıdır. Onlar sanki bir eğitim savaşından çıkmış gazi gibidirler, sınavın yorgunluğu, derslerin bıkkınlığı hala yüzlerinden okunur, hala test çözeceklerini zannederler...

Haydi bakalım, '' Devam '' derim. Yeni bir hayat, yeni bir ders sizi bekliyor ! Hem de orta öğretimde hiç sevmedikleri veya sevemedikleri bir ders vardır karşılarında, Yabancı Dil Eğitimi - İngilizce!
                                    

O koskaca çocuklar nasıl da ürkerler bu dersten anlatamam size. Yüksek puanlı bölümlerine derece ile giren öğrencilerimizin bile kabusudur bu ders. Daha da üzülürüm, her yıl bir kere daha durup düşünürüm '' Yabancı dil eğitiminde yanlış nerede? '' diye. Cevabını bilirim de çözmeye gücüm yetmez! Sorun milli sorundur !                  
                             

İşte; kısacası heyecanım bu nedenledir her eylül ayında. Onlara ''Hoş Geldiniz'' diyebilmek için, yeni bir dili, yeni bir kültürü onlara öğretebilmek, anlatabilmek içindir heyecanım. Bazen bir eğitmen, bazen bir akademisyen bazen de ki çoğu kez bir psikolog oluruz biz !

23 Eylül'de yeni öğrencilerimize ''How Nice To Meet You! '' diyebilmek için ben de hazırlanıyorum, ben de tekrar okullu oluyorum, ben de onlardan çok şey öğreniyorum.

İyi ki geliyorlar, iyi ki beni besliyorlar, heyecanlandırıyorlar.

Ha bu arada bu yeni kuşağa ne diyorlardı ? Gezi'den sonra öğrendik ki onlar  '' Y KUŞAĞI '' artık... ''Y KUŞAĞI '' da mı ne ? Onu da sonra anlatırım, önemli bir konu! Ben mi hangi kuşak oluyorum ? '' X '' kuşağı oluyormuşum !...

Anlayacağınız yeni akademik yılda X kuşağı ile Y kuşağı bir araya geliyor ? Nasıl heyecanlanmam ?



Keyif Dolu Bir Eğitim Yılı olsun...