27 Nisan 2013 Cumartesi


Deniz ve gökyüzünün rengidir MAVİ yani özgürlüğün, sonsuzluğun rengidir.
Deniz ve gökyüzünün ayrılığına inat barışın rengidir.


Yolculuğun rengidir. Akdeniz'e açılan, Ege koylarındaki  MAVİ yolculuktur.



Nazardan koruyan boncuğun rengidir. Bebek MAVİSİDİR. Şanstır, uğurdur.


Gecenin MAVİSİDİR, bazen de asi ! Ama yine de umuttur, güvendir.










Yaz evlerinin, sahil kasabalarının en sevimli rengidir. MAVİDİR Bodrum'u Bodrum yapan, begonvillerin, sardunyaların en yakıştığı renktir. Çivit MAVİSİ kapılar, MASMAVİ denizlere açılan pencereler yaz demektir, neşe demektir.


'' Değmedi, değmez gözüme başka renkte iki göz '' denilen, şarkılar yazılan bir çift gözün DELİ MAVİ rengidir.








Dekorasyonda sükunetin, sakinliğin rengidir. Huzur verir, sakinleştirir.



Tüm sınıflar arası farkları yok edip, herkesi eşit kılan jean in rengi de MAVİDİR.


Adını '' Türk '' ten alan TURKUAZ da en güzel MAVİDİR. Dinginliktir, Keyiftir.




Ortancaların MAVİSİ de unutulmamalı.


MAVİ çay içtiniz mi ? Organik bir çay türü olan mavi çay siyah çay gibi demlenerek içilebilir. Anti-bakteriel ve anti-alerjik özelliği var. Romatizma, kan dolaşımı bozukluklarına da iyi geliyor.



Peki siz hiç sarışın, mavi gözlü, dev bir adam tanıdınız mı ?





Keyif  Dolu  Günleriniz  Olsun...







25 Nisan 2013 Perşembe

Kişisel gelişim kitaplarını okumayı, okurken cümlelerin altını çizmeyi çok severim. Bu cümlelerden alıntılar yaparak kendi doğrularımı pekiştirmeyi de severim. Ama, artık yeter !
demiştim, yeter çünkü tekrardan ve ezberden ibaret olmaya başlamıştı her yeni çıkan kitap. Yoksa '' Hamdım, piştim ve oldum '' tavrında değilim, gelişimin tamamlanamayacağına da inanırım. Nefes aldığımız  her süre bu gelişim devam etmek zorunda, yenilenmek ve tekrar öğrenmek, bitmez bu iş. Gelişemediğimizden yada kişiliğimizin hala oturmadığından mı ? Hayır, sadece değişimi ve gelişimi durduğumuz an bizim de duracağımızdan...

İşte tekrar tekrar aynı şeyleri okumak istemediğim için ara vermiştim ki zorla kendini okutan bir kitaba rastladım. Evet zorla; çünkü kitabın adı '' BENİ OKU '' . Çok basit bir kitap adı belki de ama okuyucuyu yakalama anlamında başarılı. Biraz sayfalarına göz attım, hadi dedim yine oku bakalım ne diyor acaba ?  

Kısa bir süre önce bitirdim kitabı.'' OKU '' dedi yazar  ALİNKA RUTROWSKA ben de okudum. Basit ama keyifli bir anlatım tarzı var, detay cümleleri ile beraber gerçekleri gözümüze sokan veya atladıklarımızı hatırlatan güzel paragrafları var. Haydi minicik paylaşayım da rahat edeyim, mesleki bir durum galiba mutlaka ispatlayarak anlatacağım...

'' Minnet bir duadır. İnsanın içindeki müteşekkirliğin keyifli ve özgeci bir ifadesidir. Ne zaman bir minnet ve takdir hali içinde olsanız, düşünce ve enerjinizi yaşamınızda var olan güzelliğe ve bolluğa odaklandırırsınız. Evrene, daha fazlasını yaşamak istediğiniz şeyin bu olduğunu mesajını gönderirsiniz. Samimi, yürekten gelen bir sevgi, takdir ve minnet duygusundan daha yüce bir dua yoktur. ''



Keyif Dolu Günleriniz Olsun...

22 Nisan 2013 Pazartesi



Bugün bayramların en sevimlisi, en şenliklisi. Bugün hepimiz çocuğuz sanki ! Çocukluğumuzun bayramları yok belki de ama çocuklarımızın bir bayramı var bu ülkede. 

Ne mutlu büyüdükçe çocuk kalabilen biz büyüklere !

Ne mutlu içindeki çocuğu hiç kaybetmeyenlere ! 

 Ne mutlu ki bize Atam, izindeyiz ve böyle bir bayramın sahibiyiz !

Çocuk denilince hemen aklıma gelen Cahit Sıtkı Tarancı'nın çok sevdiğim bir şiirini çocukluğunu hatırlamak isteyenlerle paylaşıyorum, ama sonra da bir iki sorum var sizlere !

ÇOCUKLUK

Afgan Dede'ye para saydım,
Sattı bana çocukluğumu.
Artık ne yaşım var ne de adım,
Bilmiyorum kim olduğumu.
Hiç bir şey sorulmasın benden;
Haberim yok olan bitenden.
Bu bahar havası, bu bahçe;
Havuzda su şırıl şırıldır.
Uçurtmam bulutlardan yüce,
Zıpzıplarım pırıl pırıldır.
Ne güzel dönüyor çemberim
Hiç bitmese horoz şekerim.

CAHİT SITKI TARANCI


Siz de istemez miydiniz hayatınızda bir Afgan Dede olsun ve size çocukluğunuzu birkaç saatliğine satsın ? 

İstemez miydiniz kim olduğunuzu unutup, sadece oyuncaklarınızın derdine düşmeyi ?

İstemez miydiniz '' Ama ben çocuğum, bilmem ki !'' demeyi ?



Keyif Dolu Bayram Günleriniz Olsun...

21 Nisan 2013 Pazar


Yaz gelinleri hazırlıklarına hızla devam ediyorlardır, mutlaka. Ne kaldı ki şurada, o güzel günün gelmesine ! Hani demiştim ya, Sindirella olacaklar, gecenin yıldızı onlar diye.
Gelinlikleri paylaştım, şimdiiiiii sıra nikah masasına doğru ilerlerken, bir prenses edasıyla yürürken, masumiyetin simgesi olan duvak örneklerine. ( Külkedisinden beri hep prensesler masumdur da kraliçeler kötüdür, neyse konumuz o değil ! )

Duvaklar gelinliğin olmazsa olmaz parçasıdır, çünkü; gelinliği beyaz bir gece elbisesi şeklinden çıkarıp, gelinlik yapan esas duvaklardır. Saça kullanılan her aksesuar ve elde tutulan çiçek buketi zerafetini ve güzelliğini daha da öne çıkartır gelinin. 


Artık öyle şık ve gösterişli saç aksesuarları var ki eminim gelin adayları karar vermekte çok zorlanıyorlardır !












( Benim duvak modelim böyleydi ! )

Gelin buketlerinin gerçek çiçeklerden özel tasarlanması gelini doğal ve samimi gösteriyor.







O gün gelinleri en düşündüren konu ayakkabı model seçimidir. Rahatlık mı ön planda olmalıdır ? Yoksa şıklık mı? Hangisi daha önemli siz karar verin artık ?









Artık, yaz gelinleri ile ilgili yazı dizimin sonunda benim de yazacağım tek bir şey kaldı.  Nikah masasına doğru gidilen o kısacık yolun Binbir Gece Masalı'nda olduğu gibi upuzun, keyifli bir yolculuğa dönüşmesini dilemek...



Düğün pastası modelleri de ayrı bir yazı konusu olmalıdır aslinda !





O güne özel ve sizi özel kılacak bir parfüm de yakışmaz mı ?



NOT : 3 Ayrı post olarak hazırladığım ''Gelinler Düğüne Hazır mı ? '' yazılarımdan son yazımı tamamladığım gün bir nikah törenine katıldım.Tamamen tesadüfi olarak tabi ki. Ancak, salona girdiğimizde henüz bomboştu, kimse yoktu ve nikah masası şık bir şekilde hazırlanmış, gelin ile damadı beklemekteydi. Eşim ile birbirimize baktık, bir şey söylemeden, aynı anda koridoru geçip, yıllar öncesinde olduğu gibi yerlerimizi alıp, görevlilere fotoğraf çektirdik. (Hem de aynı yerde, aynı masada) Bunu da sizlerle paylaşmadan edemedim !



Keyif Dolu Yıllarınız Olsun...